Süpürgeci Keloğlan Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamanın birinde bir Keloğlan varmış. Dağda, bayırda gezermiş. Keloğlan bir süre çalışıp, süpürge yapmasını öğrenmiş. Günlerce uğraşmış, on tane süpürge yapmış ve bunları satmak için, kasabanın yolunu tutmuş. Bütün gün pazarda durmasına rağmen, hiç süpürge satamamış. Selam veren, arkadaşlık eden çokmuş ama süpürge alan yokmuş.
Normalde süpürgeler on altın alıcı bulurken, Keloğlan’ın akşam pazarı diye fiyat kırıp iki altın dediği süpürgelerden kimse almamış. Dönüş yolunda nasılsa yenilerini yaparım, bunlar üstümde ağırlık olacak deyip süpürgeleri kasaba da pazar yerinde bırakmış. Aradan günler geçmiş. Boş zamanlarında süpürge yapmaya devam eden Keloğlan yaptığı süpürgeler on tane olunca kasabaya gitmiş. Pazarda,sokaklarda, beklemiş:
-Haydi süpürgeci geldi, diyerek gezmiş ama yine alıcı çıkmamış. Bir ara etrafına bakınmış evinin önünü süpüren kadının elinde yaptığı süpürgelerden varmış. Keloğlan, kadına;
-Teyze, kolay gelsin, demiş. Kadın başını kaldırmış, bakmış Keloğlan karşısında:
-“Sağ ol, Keloğlan. Bak senin yaptığın süpürgelerden. Süpürgenin sapına adını kazımışsın. Çok sağlam, çok iyi süpürüyor.Süpürürken toz kaldırmıyor, tozu sanki içine hapsediyor. Geçen günlerde aldım. Adamın biri satıyordu. On altına aldım.” Keloğlan on altın sözünü duyunca şaşırmış kalmış:
-“Ben geçen hafta pazarda iki altına indirdim de alan olmadı. Giderken kasabada Pazar yerinde bırakmıştım. Demek bulan kimse tanesini on altına satmış. ”
-“Adam, Keloğlan’ın süpürgeleri diye bağırıp satıyordu. Komşular aldılar. Alamayanlar üzgün bir halde evlerine döndüler. Benim şu yan komşu Nermin Hanım o gece uyuyamamış. Ağlamış, durmuş. ” Bunun üzerine Keloğlan:
-“Tamam işte, Keloğlan geldi. Süpürgelerden getirdi. Nermin Hanım’a haber veriver. Tanesi iki altından, alsın, kullansın. ”
-“Almaz’ Keloğlan, senin yaptığın süpürgeleri başkasında on altına alır ama senden iki altınaalmaz. Sana para vermez.” Keloğlan:
-“Neden ama?”
-“Nedenini şimdi anlarsın”, diyen kadın, Nermin Hanım’ın kapısını çalmış. Gerçekten de Keloğlan’ın yaptığı süpürgelere herkesten fazla istekli olan Nermin Hanım, Keloğlan’ın, bunlar sudan ucuz diyerek iki altına indirdiği süpürgelerden almamış. Keloğlan başını önüne eğmiş.
-İnsanların bana olan sevgisi yalanmış, diye düşünmüş. Ama yenilgiyi kabul etmemiş. Başını yukarı kaldırmış,
-Bir süpürge satsam bir altın kazansam tuz alacaktım. Evde tuz kalmadı. Çorba tuzsuz, yemekler tuzsuz, anam evde mutsuz, Hani Keloğlan derdi de başka bir şey demezdi bu insanlar, diyor. Sonra gene sesleniyor:
-“Teyzeler, bir altına on süpürge alın, tanesini beşe satın, ona satın. Hepsine bir altın, Alsanız ya ?” Sanki ağız birliği etmişçesine iki kadın:
-“Hayır Keloğlan, almadık, sana para yok.” demişler. Keloğlan’ın gözlerinden yaşlar süzülmüş. Şimdiye kadar hiçbir Keloğlan masalında Keloğlan ağlamamış, ama Keloğlan’ı ağlatmışlar.Nermin Hanım:
-“Keloğlan ben senden süpürgeleri alırım. ” deyince Keloğlan umutlanmış.
-“Ama bedavaya alırım.
-“Size süpürgeleri bedavaya verirsem bana da Keloğlan demesinler. ” diyen Keloğlan oradan ayrılmış. Hızlı adımlarla ileri doğru yürümüş.
Kasabadan iyice uzaklaşınca uçurumun kenarına gelmiş ve süpürgeleri aşağı atmış. Keloğlan’ı günlerdir takip eden satıcı uçurumdan aşağı inmiş. Süpürgeleri almış. Ertesi gün tanesini on altından satmış. Keloğlan üzgün bir halde köyüne dönmüş. Tuz getirmedi diye anası bağırmış, çağırmış. Keloğlan oralı olmamış.
Anasının ne dediğini duymamış. Süpürge yapmayı bırakmış. Sonraki günlerde akşama kadar yan gelip yatmış. Bu masal da burada bitmiş.