Bebek Sağlığı

Topuk Kanı

Her anne ve babanın içini acıtan bir uygulamadır aslında. Daha yeni dünyaya gözlerini açmış bebeğinizin topuğunun delinip bir kağıda kanının sürülmesini görmek oldukça can sıkıcıdır.

Ancak her ne kadar kötü de olsak oldukça gerekli bir uygulamadır topuk kanı testi. Yazımızda da bu testle ilgili aklınızdaki tüm sorulara yanıt bulabilirsiniz.

Topuk Kanı Testi Nedir ? Neden Alınır ?

Bebeğinizde var olan genetik ve metabolizma hastalıklarını tespit etmek için uygulanır. Sağlığı o an için yerinde olsa bile ileriki aylarda ortaya çıkacak rahatsızlıkları da bu test sayesinde görülebilir. Bu sayede bebekte oluşabilecek hasarı minimuma indirebilir ya da tamamen ortadan kaldırabilir.

Doğumunun ardından 3-6 gün içerisinde ilk topuk kanı alınır. Topuk kanı örneği 1 haftayı geçmeden alınmak zorundadır. Eğer ilk 24 saat içerisinde alınırsa da yalancı negatiflik riski olabilmektedir. Bu durum var olan hastalıkların ilk 24 saat içerisinde kendini göstermemesinden dolayı olmaktadır. Eğer bu şekilde topuk kanı alımı yapıldıysa bebeğiniz 1-2 haftalık olunca işlem tekrarlanmalıdır.

Eğer bebeğiniz erken doğumsa ya da hastalıkları nedeniyle tedavi görüyorsa 7. gün civarında topuk kanı alınır. Kullandığı ilaçlarda antibiyotik varsa kan alınmadan evvel kullanılmamış olması gerekmektedir.

Alınan topuk kanından sonra ailenin iletişim bilgileri alınır ve örnek sağlık bakanlığına gönderilir. Eğer yapılan testlerde şüphe uyandıran bir durum gözlemlenirse aile sağlık ocağı tarafından aranılır ve tekrar topuk kanı testi uygulanır.

Fenilketonüri

Topuk kanının alınmasıyla tespit edilen hastalıklar içerisinde en önemlisidir. Bu hastalıkta bebek hamilelik süresince hiçbir sağlık sorunu yaşamaz ve belirti göstermez. Ancak doğduktan sonra beslenmeye başladığında fenilalanin adı verilen bir aminoasit metabolize edilemez ve beynin dokusuna zarar verici bir zehir halini alır.

Bu hastalığın oluşma sebebi ise akraba evlilikleridir. Ülkemizde de sıkça görülen bir durum olduğu için topuk kanı alımı bu yüzden zorunludur. Bu hastalık dünya genelinde 10000 bebekte 1 görülmesine rağmen ülkemizde her 4500 bebekten 1’inde görülmektedir. Her yıl ülkemizde bu hastalığa sahip 250-300 bebek doğmaktadır.

Hastalığın belirtileri ise şu şekildedir:

• Başında, oturmasında ve yürümesinde gecikme gözlemlenir

• Etrafa karşı ilgisizdir

• Havale geçirebilir

• Cilt rengi yaşıtlarına göre daha açıktır

• Sarışın, ince saçlı ve mavi gözlüdürler

• Zeka geriliği yaşı ilerledikçe artış gösterir

• İdrarında küf kokar

• Başları vücudu gelişmesine rağmen küçük kalır

• Kusma

• Aşırı el, kol, baş hareketleri

• Ciltte dökülmeler

En Çok Okunanlar

Üste Git