Anne Sağlığı

Hamilelikte İlk Aylarda Anne Psikolojisi

blankHamile olduğunuzu öğrendiğiniz an, sizin ve bebeğinizin arasındaki hiç kopmayacak olan bağın başlangıcıdır. Bu yüzden bebeğinizi dünyaya getirdikten sonra aranızdaki ilişki , hamilelik sürecini nasıl geçirdiğinizle alakalıdır.

Annelik duygusunu hissetmeye başladığınız ilk aylarda; duygusal, psikolojik, fiziksel görünüm ve sosyal roller gibi durumlarda değişimler görünür.

Ambivalans Donemi

Hamilelik öğrenildiği andan itibaren anne adayının aklındaki en büyük soru “ bebek için doğru zaman” olup olmadığıdır. Her ne kadar planlanmış bir durumda olsa işler hayal etmekten çıkıp gerçeğe dönünce anne adayı daha fazla gerilmeye ve endişelenmeye başlar.

Bunun sonucu olarak da bebeğe karşı kin gütme, hamilelik durumunu isteme ya da istememe gibi karışık duygular oluşur. Özellikle anne ve baba adaylarının maddi sıkıntıları, geleceğe dönük iş planları gibi zorlu durumları varsa anne adayı daha fazla endişeye kapılır. Bu duruma ambivalans denir ve gebeliğin son aylarına kadar azalarak devam eder.

Duygusal Değişimler

blankİlk aylarda yaşanan psikolojik değişimlerden biride anne adayının yaşadığı duygusal değişimlerdir. Öfke patlamaları, ani sevinç, mutluluk, ağlama sıklığında artış gibi değişimler örnek gösterilebilir. Bu değişikliklerin sebebi ise;

• Anne adayının doğumdan korkması

• Eşiyle arasındaki ilişki

• Ailesiyle arasındaki ilişki

• Hamilelik dönemindeki hormonal değişimler

• Annelik rolüne hazır hissetmeme

• Daha önce geçirdiği herhangi bir psikolojik sorununun olması

Anne adayının yaşadığı duygusal değişimler nedeniyle çevresinde bulunanların da yaşam düzeni
bozulabilir.

Hamileliğin İlk Aylarında Depresyon

blankKendini anne olmaya hazır hissetmeyen anne adayları “ iyi bir anne olabilir miyim? “ ya da “ çocuğuma iyi bakabilecek durumda mıyım?” gibi sorularla gerilir . Burada anneyi sakinleştirme görevi baba adaylarına düşer. Hamilelik döneminde ve sonrasında eşlerine desteği bırakmamalıdırlar. Anne adayı bu dönemde eşinin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyar.

Eşlerinin desteğinden mahrum olanlar ise duygularını bastırır ve içe kapanır. Bu durum gebeliğin ilerleyen zamanlarında olumsuz etki yaratabilir. Hatta bebeğinde ruhsal ve fiziksel gelişimini de olumsuz etkileyebilir. Eşlerinden destek almayan gebelerin doğum sonrası depresyonu yaşaması da beklenilebilir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki stres; erken doğum ve düşük riskini de arttıran bir unsurdur.

Tüm bu sureci sağlıklı atlatmanın tek yolu tabi ki de eşlerden destek almak değildir. Anne adayının da bu duruma kendini hazırlaması için bebek psikolojisi yada bebek bakımı ile ilgili yazıları okuyabilir, çocuk doktorları ve psikologlarla iletişime geçebilir. Bunlar gebenin güven duygusunun artmasını sağlar.

Anne Adayının Gebeliği Kabul Etmesi

blankİlk aylarda görünen son durum ise anne adayının gebeliği kabul etmesidir. Bir kadın gebelik halinden hoşlanmasa bile doğacak bebeğe karşı sevgi besleyebilir. Gebeliğin kabulünü etkileyen bir çok değişken vardır. Bunlar;

  • Anne adayının bir önceki hamileliğinde yaşadığı deneyimler
  • Özel ve iş hayatında bulunduğu konum
  • Ailesiyle iletişimi
  • Etrafındaki insanlarla iletişimi

gibi durumlardan etkilenir. Kadının annelik rolüne girmesi için öncelik hamileliği kabul etmesi ve bu durumu yaşamı ile bağdaştırmasıdır.

Hamile olan kadın ilk aylarda kendini anlayabilecek ve bu tecrübeyi daha önce yaşamış kişilerin etrafında olmasını ister. Bunun sebebi ise anne adayının desteğe ihtiyacı olmasıdır. Bu zorlu dönemi atlatma şekline göre hamileliğin ikinci dönemi de çok rahat geçer. Hamile olan kadının bu ruhsal ve blankhormonal değişimlere rahat uyum sağlaması hamileliğin diğer aylarının da psikolojik olarak rahat geçmesini sağlar.

Hamileliğin ilk aylarının sonlarına doğru anne adayı bu durumdan hoşlanmaya, hissettiği fiziksel ve psikolojik sıkıntılarla baş edebilmeye, mutlu ve özgüvenli olmaya başlar. Bu durum anne adayının hamileliği kabullendiğini gösterir.

En Çok Okunanlar

Üste Git